RİZE YAYLALARI
Rize yaylalarını gezdum, gördum, sendagez diye yazdum.
LİKYA YOLU YÜRÜYÜŞÜ
Likya Yolu yürüyüşümü buradan okuyabilirsiniz.
BATI KARADENİZ'İ GÖRÜN
Batı Karadeniz'de Kelebeğin rüyasına yolculuk başlıyor.
Site Haritası
Takvim

"BU DA OLUR MU?" DEDİRTEN MAĞARA

Gazeteci Yusuf Yalkın, Norveç'te yıllar önce bir mağaraya girdi ve başından geçenleri Viralspor'da anlattı. Avrupalı mağarasında bakın neler yapmış.

Yıllar önce Norveç’e gittim Genç Milli Hentbol Takımı ile…
Oslo’ya yakın bir kasabada Avrupa Şampiyonası grup eleme maçları vardı.
İlk maçımızı oynamak için mihmandarımıza salona nasıl gideceğimizi sordum.
“Uzakta değil” dedi; “Yürüyerek gideriz!..”
Otelden çıktık, arkasına takıldık adamın…
Dağa doğru yürüyordu; tedirgin oldum ama “Ayıp olmasın” diye sesimi çıkarmadım.
200 bilemediniz 300 metre yürüdükten sonra dağın yamacında karşımıza üzerinde büyük harflerle “Fjellhall” yazan kocaman bir kapı çıktı.
Nereden bileyim ben Norveççeyi!
Fjellhall ne anlama geliyordu?

 Mağaranın girişi

“Var bunda bir hal” dedim; içimden!
Hadi diyelim “Hall” salon; ama Fjell neyin nesiydi?..
Mihmandar, “Buyrun, girin içeri. Salon burası” dedi.
Ve girdik Fjellhall’e…
Büyük bir mağara düşünün…
Otantik yapısı bozulmadan dağın altı resmen oyulmuş…
Devasa bir tünel sanki!
İçeride muhteşem bir aydınlatma var.
Gün ışığında gibisiniz…
Ortada, koltukları kaya parçalarından yapılmış dört tribünlü bir salon…
Ve salonun dört bir yanında kafeteryalar, çocuklar için oyun alanları, fitness merkezleri, restoranlar, çok büyük akvaryumlar, kütüphane, sinema ve bowling salonları, kuaför, hediyelik eşya satan dükkanlar, disko, insanların eğlenmesi için aklınıza gelen ne varsa, hepsi mağarada, pardon spor salonunda!
Kasaba sakinleri, çocuklarını alıp buraya geliyorlar.
Kimileri maçtan önce yemeklerini yiyor, kahvelerini, biralarını içiyorlar; kimileri de maç saatine kadar alış veriş yapıyorlar, sinemaya ya da kütüphaneye giriyorlar.
Maç başlayınca, çılgınca takımlarını alkışlıyorlar, gollerde havalara zıplıyorlar, bağırıyorlar, seviniyorlar, eğleniyorlar.
Karşılaşmanın sonucu değil onları mutlu eden, orada bulunmak!
O insanları izleyince, sporun sadece yenmek, yenilmek olmadığını daha iyi anlıyorsunuz.
İnsanlardaki spor kültürünün nelere kadir olduğunu görüyorsunuz.
Uzun lafın kısası; “Adamlar nerede, biz neredeyiz?” diye düşünüyorsunuz…
Şimdi, “İyi güzel de, maç ne oldu?” diye soranlarınız olacaktır.
Biz, mağara salonda oynadığımız maçlarda Belçika’yı yendik, ev sahibi Norveç’e yenildik!



Ve ben ilk kez Milli takımımızın mağlubiyetine üzülmedim!
Çünkü, Norveç’te maçlar sadece kazanmak ya da kaybetmek üzerine kurulu değildi.
Maksat; oynamaktı, izlemekti, eğlenmekti

612 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam125
Toplam Ziyaret187147
Hava Durumu
Bu Web Sitesi Desteği