RİZE YAYLALARI
Rize yaylalarını gezdum, gördum, sendagez diye yazdum.
LİKYA YOLU YÜRÜYÜŞÜ
Likya Yolu yürüyüşümü buradan okuyabilirsiniz.
BATI KARADENİZ'İ GÖRÜN
Batı Karadeniz'de Kelebeğin rüyasına yolculuk başlıyor.
Site Haritası
Takvim

BU BİLET İŞTE O TARİHİ MAÇIN BİLETİ

Türk futbol tarihinin en büyük zaferlerinden birisiydi kuşkusuz, Galatasaray’ı UEFA Kupasını kazanması.

Gençlik ve Spor Bakanı Fikret Ünlü’ydü. Çok erken yaşta kaybettiğimiz sporcu kişiliği ile de ön plana çıkan Fikret Ünlü’nün sekreteri Sevgili Fatma, akşamüzeri aradı beni cep telefonumdan. O dönem, Milliyet gazetesine dışarıdan spor yorumları yazıyordum. Gazetenin İstanbul’da Spor Müdürlüğünü Zeki Çol yapıyordu.

(PARKEN STADINDA BEN)

Özel kalem Müdürü Fatma, “Besim bey, Sayın Bakanımız özel bir uçak kaldırıyor UEFA finali için, sizi de Danimarka’ya davet ediyorlar” dedi. Normal şartlarda, Danimarka’ya kendi olanaklarımla gitsem, maça girebileceğim bileti bulmam bile mümkün değildi.. Büyük bir sevinçle kabul ettim daveti.

İçerisinde kulüp yöneticileri ve Bakan’ın özel misafirlerinin de bulunduğu VİP uçağımız iki gün sonra öğleye doğru kalkacak, aynı gün maçtan hemen sonra da yine Ankara’ya dönecekti. Üstelik maç biletlerimiz de bakanlık tarafından ayarlanmıştı.

FİNALE NASIL GELİNDİ?

Galatasaray, o sezon şampiyonlar liginde grubunda 3. olunca, yoluna UEFA kupasında devam etti. Sırasıyla Bologna, Borussia Dortmund, RCD Mallorca ve Leeds United takımlarını eleyerek finale kadar geldi. Özellikle Leeds United takımı ile oynadığı ilk maçta, iki İngiliz taraftarın hayatını kaybetmesi sonucu deplasman maçına Galatasaray taraftarı alınmadı. İlk maçında Ali Sami Yen stadında 2-0 yendiği Leeds United ile rövanş maçında 2-2 berabere kalan Galatasaray, Arsenal ile final oynamaya hak kazandı.

TİVOLİ MEYDANI SAVAŞ ALANINA DÖNDÜ

Galatasaray-Arsenal UEFA finali için özel uçakla güle oynaya geldiğimiz Kopenhag havaalanında, çok sıkı güvenlik önlemleri ile karşılandık. Bunun nedeni, şehir merkezinde Arsenal ve Galatasaray taraftarları arasında ciddi kavgalar olmasıydı. Ledds maçında İstanbul’da iki İngiliz taraftarın öldürülmesi, bu maç öncesinde iki takım taraftarları arasında tansiyonu çok yükseltmişti.



Bizi, polis eskortları eşliğinde, otobüslerle şehir merkezinin çok uzağındaki bir yerleşim yerine götürdüler. Telefonla konuştuğumuz daha önce gelen gazeteci arkadaşlarımızın anlattığına göre, bir gece önce Türk ve İngiliz taraftarlar arasında çıkan olaylardan sonra maça saatler kala Kopenhag'ın ünlü Tivoli Meydanı yine savaş alanına dönmüştü. Alkollü İngiliz taraftarlar, Galatasaraylı taraftarlara saldırınca büyüyen olaylar karşısında tamamen etkisiz kalan Kopenhag polisi, iki tarafın taşlı sopalı birbirine girmesinden saatler sonra Tivoli meydanına girebilmişti. İngiliz taraftarlar bu arada Türk televizyon ekiplerine ve gazetecilere de saldırmışlardı.

TARİH 17 MAYIS 200’Dİ

Maçın başlamasına 2 saat kala, ürkek adımlarla stadyuma doğru hareketlendik. Ünlü Parken stadına ulaşmak için, yolun bir bölümünü dar sokaklarda yürümemiz gerekiyordu. İngiliz holiganların saldırısına uğramamak için, sakin sokakları seçerek stadyuma ulaştığımızda, henüz tribünler bomboştu.

Maçın başlamasına bir saat kala, Galatasaraylı taraftarlar kale arkasında kendilerine ayrılan yeri doldurmuşlardı. Sonra diğer kapılardan Arsenal taraftarlarını aldılar. Herkes, stadın içerisindeki bardan aldığı plastik bardaklara doldurulmuş biraları ile tribündeki yerini alıyordu.. Bir bira da ben aldım. Yerim, taraftar tribünü değildi. Danimarka seyircisine ayrılmış, stadı yandan gören tribündeki koltuğuma elimdeki bilet numarasını göstererek oturmama görevliler yardımcı oldu.. Yanımdakiler, uçakta beraber geldiğim, bir bölümünü tanımama rağmen, bir bölümünü de tanımadığım VİP konuklardı.. Stada girdiğimizde hava aydınlıktı, ama kısa süre sonra stadın ışıkları da yandı.

 

Fatih Terim yönetimindeki Galatasaray sahaya, taraftarının sevgi gösterisi altında sahaya şu kadrosuyla çıktı:

Kalede Taffarel.

Savunma: Capone, Popescu, Bülent, Ergün.

Orta saha: Okan, Ümit, Suat, Hagi.

Forvet: Hakan Şükür ve Arif

 

Arsen Venger yönetimindeki Arsenal’de ise, herkes bu kupada da gol krallığına ilerleyen Fransız oyuncu Henry’i konuşuyordu. Ama onun arkasında, Overmans, Petit, Vieira gibi dünya starları vardı.

 MAÇTAN AKLIMDA KALANLAR

Galatasaray’ın arzulu futbolu Arsenal’e, bizim kaleye öyle elini kolunu sallayarak gelme şansı vermiyordu. İlk yarıda Arif net bir golü kaçırdı. Bülent Korkmaz’ın bir ara omuzu çıktı, Hagi uzatmada oyundan atıldı ve Henry’in 2 adımdan tam köşeye giden şutunu Taffarel, gördüğüm en iyi kaleci refleksi ile dışarıya tokatladı. Zaten ondan başka bir kalecinin de bu topu tokatlayabileceğini hala düşünmüyorum.

Arsenal çok güçlüydü. Ama Galatasaray’ın iyi oyunu ve Hagi’nin atılmasına rağmen maçı penaltılara taşıması Türk seyircileri coşturmuştu. Penaltı atışları Galatasaray taraftarlarının yoğun olduğu kale arkasındaki kaleye olması ise o gecenin kur’a şansıydı.

HERKES EL ELE TUTUŞTU

Penaltıların kimler tarafından atılacağı teknik adamlar tarafından belirlenirken, Galatasaray tribünlerinde bir hareketlenme oldu. Uzaktan gördüğümüz kadarıyla, herkes birbirinin elini tutuyor ve sahaya toplum sinerjisini yansıtmaya çalışıyordu. Bir anda,  özel davetli olarak gelen bizlerin de, yanımızdaki tanımadığımız Türklerle hiç konuşmadan el ele tutuştuğumuzu fark ettim. O anda, tüylerimiz diken diken olmuştu ve bu benim çok az yaşadığım bir durumdu. Arsenal’li oyuncular o gece 3 penaltı vuruşundan yararlanamadılar. Galatasaray ise hepsini attı. Hele son penaltıda topun başına gelen Popescu, belki de hayatının en kötü penaltı vuruşunu yaptı. Savurduğu ayağının yarısı topa, yarısı da çime vurmasına arğmen, tam köşeye giden top filelerle buluştu. İşte o anda, stadyum sevinçten yıkıldı.

O gece, Galatasaray ile birlikte Türk futbolu tarihindeki ilk UEFA Kupasının sahibi oldu. El ele tutuşan taraftarlar ve biz gazeteciler birbirimize sarılmış ağlıyorduk. Bu maçın sonunda sevinmek için, elbette sadece Galatasaraylı olmaya gerek yoktu.

O gece Türkiye’ye büyük bir sevinç yumağı halinde, geldiğimiz uçakla döndük.,

Hala sakladığım bu bilet, işte o unutulmaz maçın bileti.

 

 

1197 kez okundu

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi2
Bugün Toplam18
Toplam Ziyaret187307
Hava Durumu
Bu Web Sitesi Desteği